Aile Öğrenimi Yoluyla Yaşlıların Dijital Becerilerinin Geliştirilmesi Öğrenmenin yaşının olmadığı günümüz dünyasında amaca ve hedef kitleye uygun eğitim, öğretim koşulları ve olanakları sağlamak son derece hızlı bir süreç haline gelmiştir. Şüphesiz, sürekli değişen yetişkin kesimlerinin beklentileri, 20-30 yıl öncesinin ihtiyaçları ile kıyaslanamaz. Eğitim nasıl yaşayan, gelişen ve değişen bir olguysa eğitim süreci, yöntemleri, uygulamaları ve hedefleri de geliştirilmeli, değiştirilmeli ve güncellenmelidir. Teknoloji çağımızda, mesafelerin kısalmaya başladığı, iletişimin ve habere erişimin çok kolaylaştığı bir dönemde, aile ilişkilerinde ne yazık ki aynı basit ve olumlu gelişmeleri göremiyoruz. Hızla ilerleyen teknolojik iletişim çağından yeterince yararlanamadıkları ve bu sürecin bireylerin sosyal gelişimlerini olumsuz etkilediği açıktır. Bireylerimizin bu alandaki eksiklikleri, alt kuşakla iletişim kurmalarına ve kendilerini toplumun bir parçası olarak görmelerine engel olmaktadır. Bu yaş grubundaki bireylerimiz sosyal hayatta aktif tutulmalıdır. Ve bu amaçla bu bireylere yönelik eğitim uygulamalarının da güncellenmesi gerekmektedir. Deneyim, bireyin çevresiyle etkileşimi sonucunda edindiği davranıştır. Eğitim, bireyde beklenen davranış değişiklikleridir. Yetişkinlerin geçmiş yaşamlarını görmezden gelemeyiz. Bu süreçte bilgi ve becerilerini yeni verilerle destekleyerek daha pozitif ve sosyal bireyler elde edebiliriz. Ancak bu eğitim süreci sadece teoride değil, toplumsal hayatın da merkezinde yer alan bir eğitim sürecini kapsamalıdır. Yetişkinlerin genç nesillerin öğrenme sürecine katabilecekleri birçok olumlu değer vardır. Bu açıdan bakıldığında, her yetişkin birey bir deneyim kaynağıdır. Genellikle farklı yaşam türleri arasında daha kolay geçiş yapabilirler. Ama aynı zamanda birçok dezavantajı var. Geçmiş deneyimleriyle çelişen ve onaylamazlarsa benimseyemeyecekleri fikirleri kolay kolay kabul edemezler. Bu da onları tabi tutulması gereken eğitim sürecinden uzak tutuyor. Onlara sunulacak fırsatlar ve eğitim süreci, bilgi ve deneyimlerini doğrudan reddetmemeli, kapsayıcı olmalıdır. Yanlış bilgi ise örnek bir fırsat olarak görülmelidir. Yetişkin eğitiminde kuşak eğitimi ve iyi uygulamalar, bireylerin geleneksel uygulamalardan teknolojik uygulamalara geçişlerinde ve toplumsal uyumun hızlandırılmasında ciddi bir role sahiptir. Alt kuşaklarda aile bireylerinin kendilerine sunulacak uygulama ve planlamalara dahil edilmesi oldukça etkili sonuçlar verecektir. Öğrenme süreci, birlikte çalışmak istedikleri bireylere öğretirken kendilerini farklı hissetmelerini sağlayacaktır. Sağlıklı bir toplumsal yapıya ulaşmak için kuşaklar arasındaki farkı daraltan, doğru davranışların aktarılmasına ve pekiştirilmesine yol açan uygulamalara yer verilmesi gerekmektedir. Yetişkinlerde öğrenme aşamaları FARKINDALIK—İLGİ—DEĞERLENDİRME—DEĞERLENDİRME—UYGULAMA Farklı kuşaklarla yürütülecek bir eğitim sürecinde pedagojik ve Andragojik kuramlar dikkate alınmalıdır. Özellikle Andragojik modelde; öğretmen/eğitmen; "Kolaylaştırıcı" rolünde, öğrenenleri/yetişkinleri aşağıdaki sıraya yakın bir sürece dahil edebilmelidir. -Katılımcılar için uygun ortamın hazırlanması -Ortak planlama süreci -İhtiyaç analizi yapmak -Bu gereksinimleri karşılayacak program ve uygulamaları belirlemek - Süreci birlikte değerlendirin AB Erasmus+ proje faaliyetleri doğrultusunda birlikte çalışan 6 ülkenin oluşturduğu ortaklık grubu, aile üyeleri de dahil olmak üzere farklı nesiller arasında uygulanan bir eğitim sürecini sürdürüyor. Yetişkinler için dijital zayıflıkları ortadan kaldırmak, sosyal entegrasyonu tamamlamak ve deneyim ve deneyimleri genç nesillere aktarmak için ortak üyeler iyi uygulama örnekleri geliştirir ve bunları farklı ülkelerdeki farklı bireylere uygular. Sadece teorik değil pratik uygulamaların da ön planda tutulduğu eğitim sürecinden sonra zihinsel ve bedensel olarak sağlıklı, uyumlu bir toplum ve birlik oluşturulması hedeflenmektedir. |